Yazarımız Ali YAKARIŞIK'tan mutlaka okunması gereken bir yazı...

* Neden bu kadar kendimi rezil hissediyorum biliyor musunuz? 15 Haziran 2014 tarihinde ilimizde 2013-2014 sezonunun son maçını oynayarak tüm liglerimizi bitirmiştik. Sezon kapanırken tabi ki tesislerimiz yıpranmış, sorunları oluşmuş, kırılmalar, eksilmeler meydana gelmişti. 28 Eylül 2014 tarihinde ise liglerimiz için 2014-2015 sezonuna start vererek yeniden tesislerle iç içe olduk. Tam 105 günlük bir süre tesislerimizde resmi müsabaka oynanmadı. Bu süre içerisinde tesislerde neler yapılmış biliyor musunuz? RESMEN SIFIR. İneklerin otladığı Etbaşoğlu sahasında yine inekleri bulduk. 3 metre boyunda yılanların yaşadığı Organize Sanayi sahasında ise ilk hafta yılanları göremedik ama yarın karşımıza çıkmayacak diye bir garantisi yok.

*Biz bu spor il müdürlüğünde iki antrenör, iki şef ve bir müdür olduğu günleri de biliriz. Ama tesisinde ineklerin gezdiği, yılanların dolaştığı bir dönemi daha hatırlamıyorum. Spor il müdürümüz Zeki Atlı bugün devletimiz tarafından desteklenen bir il müdürüdür. Biz bundan rahatsız değil hatta çok memnunuz. İl müdürümüz yerel siyaset tarafından destekleniyor, milletvekillerimiz tarafından el üstünde tutuluyor, iktidar partisinin il başkanlığı tarafından destekleniyor, ASKF tarafından sürekli onura ediliyor o zaman sayın müdür bu memleketin sorunlarını niye çözmüyorsun. Yılanları ben mi yok edeceğim, inekleri ve pis ahır kokularını ben mi temizleyeceğim. Utanın biraz; organize sanayi sahasına aylar önce koyduğunuz o sentetik halının üzerinden atlayarak sahaya girmekten utanın biraz, otların arasında kaybolan toplara verilen paralara acıyın biraz, çoluk çocuğunun boğazından artırarak futbolcuya top alan yöneticinin parasına biraz acıyın ya.

* Asfaltı veya betonu olmayan yolların üzerinde çamur deryası içine arabanı park edip, Çakıl yığınlarının arasından geçip, İnsan boyuna gelmiş otlar arasından tribüne gitmek, gittiğin tribünde hapishane telleri ile karşılaşmak ve seyretmek istediğin bir şeyi görememek zevk midir, beyefendi. Milyarlarca para harcayan bir kulüp yöneticisinin çektiği çileye bir bakın. Peki; Sayın Zeki Atlı, sayın Haluk Mutlu, Sayın Halil Demirel sayın Ömer Faruk Tatlı ve diğer arkadaşlar böyle tesislerde bu spor yapılsın diye siz paranızı harcar mısınız. Otların arasından geçmek istemiyorsan, arabanın kaputunun üzerine çıkar oturursun, çünkü şu an kulüp başkanlarımız öyle yapıyor!

2014-2015 sezonu ilimiz süper amatör küme ve birinci amatör kümelerde lig maratonu başlarken, merkezde bulunan iki tesisin anası ağlamış görünüyor. Etbaşoğlu sahası ve Organize sanayi sahası bu iki ligimize ev sahipliği yaparken, cumartesi günü de bu liglere ilaveten Gençler birinci küme maçları ve hemen ardından da diğer alt yapı ligleri start alacaktır. Daha doğrusu 15 gün sonra merkezdeki iki sahada Cumartesi ve Pazar günleri maç yoğunluğu hafta içinde de antreman yoğunluğu yaşanacaktır. Ancak bu yoğunluğun içinde spor il müdürlüğünün tek bir heyecan yaşamaması ve sporun kalkınması için tek bir eylem yapmaması acı tablo olarak karşımıza çıkmıştır.

Biz bu amatör spor için hayatımızı ortaya koyduk. Ne yazık ki hiçbir şey üretememek ya da kendini bu memleketin sahipleri gibi görünen birkaç müdür karşısında çaresiz kalmak nedeniyle iyice pes etmek durumuna kadar geldik. Bu sporu yönetenler kendilerini niçin bu kadar dev aynasında görürler anlamak mümkün değildir. 1977 yılından bu yana amatör sporun içinde olan bir insan olarak son yıllarda memleketin “bir” sorununa dahi çözüm bulamadığım için her şeyden vazgeçmek mi gerekiyor, onu da bilemiyorum. Üstelik ben tüm gücümü ve heyecanı mı kaybettiğim bir dönemde gazeteci bir arkadaşa seslenerek gel bu sorunlarla biraz ilgilen, memleket batıyor içine ediyorlar, biraz da şu spor tesislerine sahip çık dedik. 17 Temmuz 2014 tarihinde bu seslenişi gazeteci Ferdi Topkara’ya yapmıştık ama o da bu memlekette sporun bir tek sorununa çözüm bulamadı.

Değerli amatör spor kamuoyuna son yıllarda “yalan” bilgiler de verdiğim için kendime çok sinirleniyorum. Çünkü amatörün birçok sorununu gündeme getirip hiç birine çözüm bulamadığım için; ben de yazmıyorum, ben de haykırmıyorum, ben de bir ömür boyu suskunluğumu koruyacağım diyerek yazılar yazdım ama bir türlü kendimi tutamıyorum. 6 ayda bir de olsa bu sorunları ortaya koyuyor çözüm bulunsun istiyorum, ve yalancı durumuna resmen düşüyorum. Sorun sanırım bendedir, gücümüzü kaybettik gibi görünüyor. Artık zayıfladık ve Sökenspor-Akınspor maçına yıldız vermekten başka bir gücümüz ya da hünerimiz kalmadığı ortaya çıkıyor.

Neden bu kadar kendimi boktan hissediyorum biliyormusunuz? 15 Haziran 2014 tarihinde ilimizde 2013-2014 sezonunun son maçını oynayarak tüm liglerimizi bitirmiştik. Sezon kapanırken tabi ki tesislerimiz yıpranmış, sorunları oluşmuş, kırılmalar, eksilmeler meydana gelmişti. 28 Eylül 2014 tarihinde ise liglerimiz için 2014-2015 sezonuna stard vererek yeniden tesislerle iç içe olduk. Tam 105 günlük bir süre tesislerimizde resmi müsabaka oynanmadı. Bu süre içerisinde tesislerde neler yapılmış biliyormusunuz? RESMEN SIFIR. İneklerin otladığı Etbaşoğlu sahasında yine inekleri bulduk. 3 metre boyunda Yılanların yaşadığı Organize Sanayi sahasında ise ilk hafta yılanları göremedik ama yarın karşımıza çıkmayacak diye bir garantisi yok.

Sanırım 10 yıla yakın bir süre bu memlekette Soner Mağden Spor il müdürlüğü yaptı. Bir iki şube müdürü ve parmakla sayılacak kadar personeli ile bir şeyler yapmaya çalıştı ama alkış almadı, bende alkışlamamıştım. Şu an görevde olan spor il müdürümüz ve ekibinin sık sık alkışlandığını görüyorum ve çok şaşırıyorum, çünkü ben yine alkışlamıyorum. Giresun Gençlik hizmetleri ve spor il müdürlüğünde; il müdürü Zeki Atlı sporun içinden geldiğini kendisi söylemedi ama ben biliyorum. Tesisler şube müdürü Haluk Mutlu sporun veya tesilerin içinden geldiğini bana söylemedi ama ben biliyorum. Şube müdürleri Halil Demirel ve Ömer Faruk Tatlı spordan geldik demediler ama onların da spora çok yakın olduklarını biliyorum. Diğer şube müdürleri, şefleri, amirleri, spor uzmanları, antrenörler ve personel bugün kıyamet gibi adamla doludur, spor il müdürlüğü. Biz bu spor il müdürlüğünde iki antrenör, iki şef ve bir müdür olduğu günleri de biliriz. Ama tesisinde ineklerin gezdiği, yılanların dolaştığı bir dönemi daha hatırlamıyorum. Spor il müdürümüz Zeki Atlı bugün devletimiz tarafından desteklenen bir il müdürüdür. Biz bundan rahatsız değil hatta çok memnunuz. İl müdürümüz yerel siyaset tarafından destekleniyor, milletvekillerimiz tarafından el üstünde tutuluyor, iktidar partisinin il başkanlığı tarafından destekleniyor, ASKF tarafından sürekli onura ediliyor o zaman sayın müdür bu memleketin sorunlarını niye çözmüyorsun. Yılanları ben mi yok edeceğim, inekleri ve pis ahır kokularını ben mi temizleyeceğim. Utanın biraz; organize sanayi sahasına aylar önce koyduğunuz o sentetik halının üzerinden atlayarak sahaya girmekten utanın biraz, otların arasında kaybolan toplara verilen paralara acıyın biraz, çoluk çocuğunun boğazından artırarak futbolcuya top alan yöneticinin parasına biraz acıyın ya.

37 yıllık amatör spor hayatımda spor il müdürlüğü yetkililerinin spor sahalarına bu kadar geldiğini hiç görmedim. İki hafta bir mutlaka il müdür gelir, yardımcıları gelir, idarecileri gelir, maçlara bakar ve giderler. Düşünüyorum da sadece bakıp gittiklerini çözdüm. Bu kadar ilgilenmenin karşılığında tek bir sorun çözülmüyorsa demek ki bakıp bakıp gidiyorlar. Görev ücreti için mi bu sahalara geliyorlar, sanmıyorum çünkü küçük paralara ihtiyaçları olduğunu zannetmiyorum. Öyleyse, sadece gezmek ve görünmek için mi sahalara geliyorlar.

Bu gazetenin bu sayfaları Gençlik hizmetleri ve spor il müdürlüğünün yaptığı çalışmaları gündeme taşıyan sayfalardır. Giresun gibi bir şehirde, 8 sayfalık mahalli basının 3 sayfası sadece amatör spora ayrılmışsa il müdürlüğü bunun karşılığını verecektir. Asfaltı veya betonu olmayan yolların üzerinde çamur deryası içine arabanı park edip, Çakıl yığınlarının arasından geçip, İnsan boyuna gelmiş otlar arasından tribüne gitmek, gittiğin tribünde hapishane telleri ile karşılaşmak ve seyretmek istediğin bir şeyi görememek zevk midir, beyefendi. Milyarlarca para harcayan bir kulüp yöneticisinin çektiği çileye bir bakın. Peki; Sayın Zeki Atlı, sayın Haluk Mutlu, Sayın Halil Demirel sayın Ömer Faruk Tatlı ve diğer arkadaşlar böyle tesislerde bu spor yapılsın diye siz paranızı harcar mısınız? Otların arasından geçmek istemiyorsan, arabanın kaputunun üzerine çıkar oturursun, çünkü şu an kulüp başkanlarımız öyle yapıyor.

20.yılına dönen Etbaşoğlu sahasının sorunlarını bir gram çözmedik. Eksiklikleri tamamlanmadı üstelik artık sentetik sahanın da ömrü resmen bitti. Sahaya kurulan halının ömrü bence 3 yıl önce bitmişti. Yetkililer yapacağız diye bilgi veriyorlar ama bu sezon bu sahada çok sıkıntı çekileceği ortadadır. Yağmur yağdığında 4 kişilik görevli kulübesine 11 kişi girebilmek için bir yarışa giriyorsa, bozulan sentetik sahanın kötü yerlerinden kaçmak için futbolculara ben ipucu verebilirim.

Spor tesislerinde tek bir sorun çözülmediğini sürekli söylerim ama şu Organize sanayi sahasının ısınma bölgesi ile top toplama sorunu benim ciğerimi sızlatıyor. Bakınız; Organize sahası yapıldığından bugüne kadar takımlar 175 metre yukarılarda bulunan Sanayinin içindeki bir toprak alana gider ısınmayı yapar ve oradan getirdikleri çamurlarla birlikte sentetik sahanın içine girerlerdi. 2014 yılının Ocak ayında Bulancak ek sahasının sentetik alanı değiştirilince il müdürlüğüne bir öneri yaptık ve 5 metre uzunluğunda 3 metre genişliğinde bir halıyı soyunma odalarının yanına koyarsak bir sorunun önemli parçasını halletmiş oluruz, dedik. Ocak ayından bugüne ne kadar zaman geçti bir hesaplayın, kullanılacak halıların kısa bir süre önce geldiğini öğrendik. Pazar günü maça gittiğimizde ise, bir leş torbasının ulu orta beklediğini gördük. Sorduk soruşturduk ama halının akıbetinin nasıl olacağını öğrenemedik. Üstelik bu halının üzerinden 3 tane spor şube müdürü bile atlayarak geçti. Yine spor şube müdürlerinin gözleri önünde 2 top sahanın dışına gitti ve bir kulüp başkanı, bir idareci, bir oyuncu, bir saha komiseri topu bulabilmek için seferber bile oldular. Yani sizin anlayacağınız işler rezalete dönüşüyor, gibi. Organize sanayi sahasındaki sorunu çözmek için ben 3 kulübümüze öneri de yaptım. Bir maçınızı oynamayın ve iki takım birlikte halı sahanızı serin, bir hafta sonra yine maçınızı oynamayın ve iki takım beraberce otları biçip. Yılanları öldürün, iş böyle tamamlansın. Zaten alınan puanın bir önemi de yok.

Bilemiyorum derdimi anlatabildin mi? Sadece Giresun çocuklarının içinde spor yaptığı, Giresunluların gelişmesi için bizim yöneticilerimizin para harcadığı, mahallesini, kurumunu veya ilçesinin takımını desteklemek için sadece Giresunluların tel kenarından maç izlediği, Giresunluların ıslandığı veya terlediği tesisler bu kadar rezalet olmalımıydı. Tabi ki onlar öğrenmiş ve bir yerlere yapılan işlerin daha kolay sonuç verdiğini, amatör spora niçin hizmet etsinler. Onlar büyük adam, biz küçük ve basit adam.




Paylaşmayı Unutma!