Kongre sürecine giren Giresunspor’da yönetim oluşturmayı
düşünenler; ‘ne birileri’ dedi diye, ne de alacağı desteğe bağlı olarak göreve
gelmelidir!
Çünkü başarısızlıkta “Milletvekilleri, Vali, Belediye Başkanı istedi de bu
görevi öyle aldık!” haline dönüşüyor.
Kulüp yönetimleri zaten aldıkları bu ulvi görevle, hem
görevde kaldıkları, hem de sonrasında toplumdan gerekli teveccühü almaktadırlar
ve bu teveccüh “kulübü istediler diye almak zorunda kaldık” düşüncesinin çok
üstünde katma değer katmaktadır.
Bu il, esnafı, kamu yöneticileri, taraftarı zaten yönetim kim olursa olsun
desteğini esirgemiyor, esirgemez...
Önemli olan, yönetimlerin hedeflerini ve buna bağlı projelerini net, gücünü ve
haddini bilerek, ortaya koyması ve ona göre kongrede yetki istemesidir.
Futbolda bildiğimiz bir tabir olan ‘doldur-boşalt’la değil, gücüne göre
belirlenen ve en iyisinin yapılmaya çalışıldığı sistematik şeffaf yönetimler,
bir iki kişiye bağlı kalmadan, ortak akılla kulübü yönetmelidirler.
Tüm ülkede olduğu gibi Giresun’da da (takıma demiyorum) kulübe karşı kaybedilen
motivasyon, ilgi, alaka ve sinerji, hep bu gel-gitler yüzündendir.
Böyle devam etsin, birkaç seven dışında, kulübün yok olup gitmesi, gelecekte
kimsenin umurunda olmayacaktır.
Sevildiği iddia edilen bir kuruma yapılacak en büyük kötülüktür bu! Şehrin
gücü, federasyon ve yayın gelirleri bellidir. Yönetimin katkısı da
hesaplanarak, ayağın yorgana göre uzatıldığı, yarınların taahhütlere kurban
edilmediği, en az üç yıllık ya da daha fazla planlama yaparak, sağlıklı büyüme
ile hedefe yürüyen bir kulüp yapısı ve yönetimi oluşturmak imkansız değil ama
biliyorum ki mevcut toplumsal bilinçle çok zordur!
Ama ligde kalmayı başaramazsak, kader bizi nereye kadar taşır bilinmez!
Kaderin de bir sabrının olduğunu unutmamak lazım! Mevcut başkan adını mutluluk
sezonu koymuştu ama bence “Ya öteye ya da beriye” sezonu. Kayserispor maçını kazanamazsak işimiz oldukça güçleşecek.
Her şey iyi olur temennisiyle gelişmeleri bekleyip, hep beraber göreceğiz! Ya
öteye, ya beriye!