Temel hastalanmış...
Ama
Hastalığına kimse inanmamış, Temel de vasiyet mektubu
bırakmış,’Ben öldükten sonra bu vasiyetimi açıp, okuyun ve gereğini yerine
getirin’ demiş.
Temel ölmüş...
Ve
Mezar taşına vasiyeti doğrultusunda "Hastayum dedum
dedum inanmadunuz... Şimdi n'oldi?"yazılmış.
Giresunspor’un geldiği nokta hepinizin malumu. 3, 5 sene
önce siyasilerin desteğini arkasına alarak göreve gelen başkan ve ekibinden
borcu eritmesi beklenirken, daha da katlandığı iddia ediliyor.
Topu hiç taça atmayacağız diyenler, 3 idarecinin neden
aynı anda bırakma gereği duyduğu konusunda bir açıklama yapma gereği bile
duymadılar.
Mevcut borcun ne olduğu, transfer tahtasının açılması
için ne kadar bir paraya ihtiyaç duyulduğu konusunda da kimse bir şey bilmiyor.
Pyerre olayı doğru ise buyurun cenaze namazına.
Mevcut yapıdaki sporculara ne kadar borç var, ne kadar
ödeme yapıldı, primler ödendi mi? Bu da sır perdesi gibi.
Geçmiş dönemlerdeki idareciler zamanında top koşturan yabancı ya da yerli oyuncuların alacakları tahtaya düşüğünde kendilerine yakınlara yazdıranlar, özellikle geçen sezon lig devam ederken bırakıp gidenlerin Giresunspor'a faturasının ne olacağını belirtmiyor ya da belirtmek istemiyor.
Şimdi bu yazıyı okuyanlardan bazıları; “Adama bak ya,
biz 40 bilmem kaç sene sonra Süper Lige çıkmışız, en son hafta Fenerbahçe’yi
yenmişiz, öncesinde Galatasaray’ı, geçen sene Beşiktaş’ı yenmeyi başarmışız, bu
ne diyor’ diyebilir.
Lakin ben de daha önce Süper Ligi görmemiş bir
Giresunluyum ama şu bir gerçek ki Temel'in hastalığına inanmayanlar gibi
Giresunspor’un içinde bulunduğu hastalığa inanmayanlar çok. Biz dile getirelim
ama siz ister inanın, ister inanmayın.
Bizim hasta Temel gibi değil, hâla nefes alıyor ama
şimdiden önlemin alınması gerek. Gelecek ile ilgili adımlar mutlaka atılmalı.
Mevla Kerim, anlayışı ile devam edersek…
Dilim varmıyor
Ama…. Dedim ya dilim varmıyor.