O Süper Ligde büyük denilen takımlardan Fenerbahçe ilk yarıyı düşme potasında tamamladı. Diğerleri Fenerbahçe’ye göre sıralamada iyi durumda olmalarına rağmen onlar da huzursuz. Hepsinin borcu tavan yapmış.

Ekonomik krizin olduğu bir dönemde Süper Lig’in büyükleri bile para para diye çığrışırken, Giresunspor’a daha önce yöneticilik de yapan genç bir iş adamı Başkan olmuş ve arkadaşları ile memleketinin armasını en iyi şekilde dalgalandırmak adına çalışmalar yapıyor.

Aralık’ın son günlerinde göreve gelen bu yönetim, gitmek isteyeni takımda tutmadı. Uğur ve Emre’yi alacaklarına karşılık ve de üstüne az da olsa bonservis ücreti alarak gönderdi. Kürşad gitti, O’nda da zarar etmedi. Zeni ile de kötü ayrılmadı. Adama Ba, Sait İdazza ve Sery’i de kulübe zarar vermeden göndermeyi planlıyorlar.

Dış transferde ise altı oyuncu renklere dahil edildi. Üçü yerli, üçü yabancı. Oyuncular sahaya çıkmamış, formasını sırtına geçirmemiş, hemen olumsuz düşüncelerimizi sosyal medyadaki hesabımızdan paylaşıyoruz.

Bu yönetim kulübü borca sokuyormuş, sakallı neden af oluyormuş, falanca neden gönderilmiyormuş, muş mış muş.

Durun Allah aşkına. Göreve geleli 20 gün olmayan bu insanlar bunların hiç birini hak etmiyor. Çok bilen gelecekti Giresunspor kongresine, listesini sunacak ve kulübü yönetmeye talibim diyecekti.

Gelen oldu mu, olmadı. O zaman Ali Eren Başkanın ve yönetimin kararlarına saygı duyacaksınız. Kulübü borçlandırdı mı, Haziran’da kongre var gelir sorarsınız hesabını. Transferler tutmadı mı, gelir verirsiniz listenizi divana, siz daha iyisini yaparsınız.

Daha takımı lige sokmayan, maça çıkartmayan bir yönetimi eleştirmek moral bozmaktan başka bize bir şey kazandırmaz.

Yazımın başında da belirttiğim gibi Süper Lig’in büyük diye tabir edilen takımları ekonomik buhranın getirdiği günü kurtarma derdindeyken, transfer yasağını kaldıran, hoca değiştiren, altı oyuncu alan, mali sıkıntıyı hiç konuşmayan bir yönetime haksızlık yapmıyormuyuz.