Belki takımı bir kenara bırakıp da sadece bir oyuncuyu ön plana çıkartmak doğru değil ama bırakın da hiç değilse bir sefer joker hakkımı kullanayım.

Bolu’da’da kalesinde devleşen bir kaleci izledik. Korner, frikik, karşı karşıya kısaca her pozisyonda Bolulular gayet soğukkanlı bir duvarla karşılaştılar; bu duvarın adı Onurcan Piri’ydi…
Tebrik ederim, gözlerinden öperim. Şampiyonluk yolunda çok önemli olan bu Bolu galibiyetindeki katkıların alkışa değer…
Diarra ve Nalepa’nın cezalarına bir de Sadi’nin sağlık sorunu eklenince ilk on bir’ de yine zorunlu bir değişikliğe gidildi; takımın iki dinamosundan biri olan Mehmet Taş savunma bölgesine çekilince orta sahada bütün yük Erol Can’ın üzerine kaldı. O da büyük bir mücadele verdi ama akın akın üstümüze gelen Boluspor karşısında pes dediği anlar da oldu.
Maçın birinci devresinin ilk bölümü gayet sakin, al gülüm-ver gülüm havasında geçti. Sadece 30.dakikada Eren-Balde ortaklığı ile takımımız adına bir gol pozisyonu heyecanı yaşadık. Buna karşılık Bolunun üzerinde lider takımla oynamanın verdiği bir çekingenlik vardı. Onlarda pek üstümüze gelmediler ancak 32.dakikada sakatlanan Muhsin’in yerine oyuna giren Muhammed Gümüşkaya sazı eline alınca Bolu atakları da peş peşe gelmeye başladı. Hele 40-42.dakika aralığında ceza alanımızda öyle pozisyonlar yaşandı ki hop oturup hop kalktık… Onurcan’a mı, Mehmet Taş’a mı, Sergen’e mi yoksa o sıralarda yerlerde düşe kalka mücadele veren, kendilerini topun önüne atan diğer oyuncularımıza mı teşekkür edeyim karar veremedim. Kısacası bizi orada Allah korudu…
İkinci devre başlayan kar yağışına Bolu’nun atakları da eklenince bizi bekleyen zorlu 45 dakikanın sinyalleri de verilmiş oldu. Bunlara bir de tüm takdir haklarını rakipten yana kullanan haklı faullerimize bile devam diyen hakem Direnç Tonusluoğlu katılınca ceza alanımızdan çıkamaz hale geldik. Özellikle genelde Hamza ile gelişen ve kalecimiz Onurcan da son bulan Bolu atakları neredeyse bizi “yabancı sahada alınan bir puan iyidir” düşüncesine sevk ediyordu ki 72.dakikada Caner’in kullandığı, Eren’in kafasından gelen topun Bolu’lu Fethi Özer’e çarpıp Bolu ağlarına gitmesi bizi tekrar kendimize getirdi.
Bu golden sonra daha rahat oluruz diye düşünürken Bolu varıyla –yoğuyla saldırmaya başladı. Ceza alanımıza düşen her topa penaltı diye itiraz etmeleri biz de biraz tedirginlik uyandırdı ama hakem oyunu “o kadar da değil” diye devam ettirdi. Ancak aynı hakem 90+7’de ceza alanı çizgimiz üzerinde öyle bir pozisyona faul çaldı ki aklımız gitti. İyi ki vuruşları gol olmadı. Yoksa çıldırırdık.
Kısacası çok zorlu bir deplasmandan üç puanla dönmek ve üçüncü takımla aramızdaki puan farkını yedi ’ye çıkarmak çok güzel. Şampiyonluğa giden takımların güzel oynamadan üç puan kazanacağı bir-iki maç hakları vardır. Ben bu haklarımızı Bursa ve Bolu maçlarında kullandığımızı düşünüyorum. Cezalıların da takıma katılmalarıyla bundan sonra daha coşkulu ve heyecanlı bir Giresunspor seyredeceğimize inanıyorum.
Fren patladı bir kere, Çotanakları tutabilene aşk olsun…




Paylaşmayı Unutma!