Çotanak Spor Kompleksi’nde 17 Eylül Pazar
günü oynanan Giresunspor-Manisa FK maçının
özetini, yukarıdaki büyük başlıktaki cümlede olduğu gibi, “Golcü yok, gol de yok” şeklinde verebiliriz.
Ligin güçlü ve iddialı ekiplerinden Manisa
FK karşısında ortaya konan oyun ve mücadeleden mutlak surette 3 puanla ayrılmalıydık. Ama, ne yazık
ki takımda golcü olmadığı için, pozisyon zenginliğinin bol olduğu bu
mücadeleden istediğimiz sonuçla ayrılamadık ve 1 puana razı olduk.
Ligin başından bu yana belki de en iyi
maçımızı Manisa karşısında oynadık.
Özellikle bu maçın ikinci yarısında bulduğumuz pozisyonlar ve kaçırdığımız
goller adeta saç-baş yoldurur cinstendi. Maçta Çekdar Orhan ve Mert Han ile
yakaladığımız pozisyonlar, bizi galibiyete taşıyacak pozisyonlardı.
Klas bir oyuncu olan Çekdar’ın, bulduğu pozisyonlarda bu kadar güçsüz kalması, akıl
alacak gibi değil. Bu futbolcu maça sanki antrenman yapmadan çıkmış gibi,
neredeyse ayakta duramıyor. Bu ne hal kardeşim. Sen profesyonel futbolcusun,
sahaya çıkan bir oyuncu o denli güçsüz olur mu?
Diğer golcü Mert Han’da, sahada gezip duruyor; ne rakibe pres var, ne de gol
vuruşu var! Genç kardeşim, maçlarda o güzel fiziğini kullansan, rakibe baskı
yapsan ve pozisyonları iyi koklasan olmaz mı? Takım iyi mücadele ediyor ve
güzel de pozisyonlar buluyor ama son vuruşlarda etkili olacak ayaklar yok.
Hal
böyle olunca, tabii ki gol de yok. O zaman iş tesadüflere ve duran toplara
kalıyor. Bir maçtan galibiyetle çıkmak için gol ya da goller atılması gerek.
Bizde bu olmadığı için sahada arzulanan sonuç çıkmıyor.
Takım giderek lige ısınıyor, kalecimiz Erkan; gerçekten sezona harika bir
başlangıç yaptı. Eyüp maçında
frikikten yediği gol hariç, hiçbir hatalı gol yemeyen ve yaptığı kurtarışlarla
takımı ayakta tutan Erkan’ın bu
formunu devam ettirmesi en büyük temennimiz.
Defans blokumuz da görevini en iyi şekilde
yapıyor. Yetenekli bir isim olan Kadir
Seven’e bir parantez açmak istiyoruz. Fiziğin ve seziş kabiliyetin çok iyi,
ama bir de ileriye vurduğun topları iyi kullanabilsen. Bazen öyle anlar oluyor
ki, sanki çok acemi bir oyuncu gibi görünüyorsun. Bu da senin klasını
düşürüyor. Diğer stoperimiz Faruk Can,
Manisa maçında çok iyi oynadı. Beklerimiz idare ediyor, sağ bekte Talha ve sol bekte Şahin, fena değiller. Bu arada, sakatlanan Talha’nın yerine giren genç oyuncu Mehmet Keskin de bu takımda banko yer alabilecek kapasitede.
Fiziği, çabukluğu ve mücadele hırsı mükemmel olan bu oyuncunun biraz daha
tecrübelenmesi gerek.
Orta sahamızda Erol Can ve Saviçevic gibi
klas ayaklar var. Ancak, her iki oyuncudan da bugüne kadar kendilerinden
beklenen performansı alamadık. Halbuki, iyi gününde olan bir Erol Can ve bir Saviçevic, maça damga vuracak isimler. Onlardan daha iyi bir
performans bekliyoruz. Bu alandaki diğer genç isimlerin biraz daha tecrübeye ve
çalışmaya ihtiyaçları var.
Manisa maçının bir diğer dikkat çeken anı
da, teknik adam Mustafa Kaplan’ın,
mücadelenin son anlarına kadar gösterdiği olağanüstü efor, özellikle genç
oyuncularımıza ders olmalı. Kaçırılan her pozisyondan sonra kalbi sıkışan ve
oyuncularına kızan deneyimli teknik adamın, gösterdiği kazanma hırsı, gerçekten
kalplere zarar. Kaçırılan ve harcanan her pozisyondan sonra strese giren ve
aşırı şekilde üzülen teknik adamın, futbolcular tarafından çok iyi anlaşılması
gerek. O’nun gösterdiği gayret ve kazanma hırsı, sahaya çıkan futbolcularımızda
da olmalı. Bu kadar pozisyon yakalayıp değerlendiremezsen, tabii ki buna herkes
üzülür ve tepki gösterir.
Teknik adamın kazanma hırsı ve mücadele
azmi, futbolculara da yansımalıdır. Kaplan
hocanın maçın sonlarında kaçan her pozisyondan sonra strese girmesi doğal
bir şey ama, onun bu kadar üzülmesine biz de tahammül edemiyoruz.
Sevgili hocamıza geçmiş olsun diyerek, bu
hafta sonu Ankara’da yapılacak Keçiörengücü
maçı için takımımıza başarılar diliyoruz. Bu takım Ankara’dan mutlaka iyi bir
sonuçla dönmelidir diyerek yazımızı noktalıyoruz.