Birileri yıktı düzelteyim derken diğeri aldığı o tabloyu düzene sokmadan daha da sıkıntılı sürece soktu. Bir efsaneyi bu hale getirdiler.

Bir ülkenin toplum yapısı, entelektüel seviyesi ne kadar yüksek ise kulüp yöneticileri de bu oranda  o kadar pay sahibi olurlar.

Kişisel reklamlarını da yapabilirler. Sizi kimse tanımazken ve şimdiki gibi birkaç kişinin tanıdığı olduğunuz ortamdan aranılan bir konumda olursunuz.

Neredeyse güvenlik kameralarına bile röportaj verecek yönetici tipleri vardır. Basın da bu tip Başkan ve yöneticilerden  hoşlanmaktadır. Kulübün mali yapısı ve başarısız futbol oyunu sonuçlarında bile basında devamlı başkan ve yöneticileri pof pofladıkları  için spor kamuoyunda kulüp  ve takımın sonunu hazırlıyorlar. Onlarla  birlikte olmayı çok seviyorlar.

Bunlar yapılırken artık kulübün sağlıklı yönetimi,hedefe ulaşabilmesi sağlanması artık listenin sonlarındaki amaçtır. Yönetimler her başarısızlıkta devamlı değiştiği halde  kulüplerde değişen hiç bir şey olmuyor.

Giresunspor da bunun içinde bir kulüp olarak gözümüze çarpmaktadır. Eğer bir kulüp profesyonelce yönetilmezse işte tam gördüğümüz tablo  ile karşı karşıya kalıyoruz.

Ha bir de kulüpler dernekler yasasından çıkarılıp kendi yapısına uygun bir tüzel kişilikle yönetilmesi  gerekmektedir.

Sorumluluklar yaptırımlarla belirlenemez. Yapısal sorunlar saldırgan tutum ve tepkilerle çözülemez.

Şu anda Giresunspor'da sağlıklı bir mali yapılanmaya olanak tanıyacak bir ümit ışığı bulunmuyor. Çünkü borçlar gelirlerin üç veya dört katına çıktığında çıkar yol bile bulunamıyor.

Işıklar kararmış, yürümekte bile zorlanıyoruz. İşte böyle bir ortamda Giresunspor yönetimi bile çıkar bir yolu olmadığı halde bu kulübü kongreye götürmüyorsa sonucuna da katlanabiliyoruz.

Değdi mi bence hayır? Birileri yıktı düzelteyim derken diğeri aldığı o tabloyu düzene sokmadan daha da sıkıntılı sürece soktu. Bir efsaneyi bu hale getirdiler.Ne diyeyim ki. Esen kalın.




Paylaşmayı Unutma!